tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Bağışıklık Bozukluğu Hastalıkları

Bağışıklık, yani immünite, insanın yaşamını sürdürebilmesi, mikroorganizmalarla savaşabilmesi için zorunlu fizyolojik bir savun­ma olayıdır. Bağışıklık humoral ve hücresel olmak üzere iki türlüdür. Normal bağışık­lığı sağlayan, bir antijenin bedene girme­sinden sonra ona kürşı oluşan antikorlar veya lenfositlerdir. Antikorlar organizmaya yabancı bir antijenin girmesinden sonra beliren ve antijenle birleşerek onu etkisiz kılan kan plazması globulinleridir. Günü­müzde antijen özellikleri bakımından 5 tip immünoglobulin (IgG, İgM, IgA, IgD, IgE) ayrılmaktadır. Bu bağışıklık cisimlerinin yani immünoglobulinlerin yapımı plazma hücrelerinde (plazmosit) olmaktadır. Plaz-mositler de kemik iliğindeki lenfositlerde (B – lenfositleri) oluşurlar ve humoral ba­ğışıklığı sağlarlar.
Hücresel bağışıklık da lenfositlerden kay­naklanır. Bu lenfositler timüste olgunlaş­tıklarından (T – lenfositleri) adını alırlar.
Bunlar, geç aşırı duyarlılık olaylarında rol alırlar ve antijenin vücuda girmesinden 24-48 saat sonra kendini gösteren hücresel bağışıklığın etkenidirler.
Bütün bu normal immünoglobulinlerden başka bazı durumlarda vücudumuzda veya kanda anormal immünoglobulinler yani anormal proteinler (paraproteinler) mey­dana gelmekte ve hastalığa neden olmak­tadır.
Oto immun hastalıklar tıp biliminin bir dalı olan immünolojinin çok ilginç ve karmaşık konularından biridir. Vücut yapımız yani organizmamız kendi öz yapıları ile kendin­den olmayan yabancı cisimleri ve yapılan ayırt edebilme yeteneğine sahiptir.
Organizmada normal olarak bulunan anti­jenlere yani otojen antijenlere karşı bir bağışıklığın işlemeye başladığı hastalıklara otoimmün hastalıklar (özbağışıklık hasta­lıkları) denmektedir.
Normal şartlarda bağışıklıkla görevli hüc­reler kendi öz doku hücrelerini tanımayı öğrenmişlerdir. Düzenleyici bir sistem yar­dımıyla bağışıklık hücrelerinin bunlara sal­dırması önlenmektedir. Bu sistemin bozul­ması organizmanın kendi dokusuna ve hücrelerine karşı sanki onlar yabancı bir çntijenmiş gibi aşırı duyarlık göstermesi ve antikorlar yapması otoimmün hastalık­lara yol açmaktadır. Öz bağışıklık, denet­lenmemiş beyaz dizi hücrelerinin gelişme­sine bağlı olabilir. Ya da saldırgan bir mik­rop organizmanın bazı nücreleriyle ortak antijenler taşıyabilir ve vücudumuz mikro­ba karşı antikor üretirken istemeyerek ken­di hücrelerine karşı da antikor üretmiş olur. Veya bir virüs enfeksiyonu organizma­nın normal yapı maddelerini tanınmaz bir duruma getirmiş olabilir.
Günümüzde birçok hastalık özbağışıklık yani otoimmün hastalıklar arasında sayıl­maktadır. Kan hastalıkları arasında yeni doğan çocuklarda görülen eritroblastosis fötalis (Rh uyuşmazlığı), Kahler hastalığı, (multiple miyelom), VValdenström hastalığı (Makroglobulinemi), Franklin hastalığı (Ağır immünoglobulin G) Addison-Biermer anemisi, romatizmal hastalıklar arasında akut eklem romatizması, sinir sistemi has­talıkları arasında multiple skleroz, Guillain-Barre sendromu, Sindirim sistemi has­talıkları arasında ülserli kolit, Crohn has­talığı, Çölyak hastalığı, deri hastalıkları arasında cüzzam, üçüncü devre deri fren­gisi, büyük kabarcıklı deri iltihapları, sis-temik lupus eritematosus; böbrek hastalık­ları arasında kronik glomerulonefrit, İç sal­gı bezleri hastalıkları arasında Basedovv, tiroid iltihabı (Hashimoto hastalığı), Addison hastalığı, bağışıklık bozukluğu sonucu ortaya çıkan hastalıklar olarak kabul edil­mektedir.
Bundan başka bir de doğal bağışıklığın yetmezliği sonucu oluşan immünolojik ek­siklik hastalıkları da vardır. Bu hastalık­larda organizmada gammaglobulin bulun­madığı için /agammagloblunemiden söz edilir. Tedavi için hastalara gammaglobu­lin (Allerglobulin, Beriglobulin vb.) enjekte edilir.
Öz bağışıklık hastalıklarında ve günümüz­de yaygınlaşmış olan organ nakli ameliyat­larında (transplantasyon) vücudumuzun gösterdiği bu istenmeyen bağışıklığı orta­dan kaldırmak ve hastalığı tedavi etmek için bağışıklık tepkisini önleyici ilaçlar (im-muno-suppressive ajanlar) kullanılmakta­dır. Bu ilaçların başında kortikosteroidler (kortizon), sitotoksik droglar (antimetabo-litler, alkilleyici ajanlar, folik asit antago-nistleri vb.) ve bazı serumlar (antilenfatik globulin = ALG, Rhesogam) kullanılmakta­dır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular