tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Disleksi

Disleksi kelimesinin kökeni Yunancadan gelir; disleksi kavramı “kelimelerle ilgili zorluklar” anlamına gelir. Disleksi, zekâ geriliği ve beyin hastalığı gibi sorunlarla ilişkilendirilmemelidir. Bu hastalık normal ve yeterli bir eğitime, normal bir zekâ düzeyine, iyi bir sosyo-kültürel çevreye rağmen ortaya çıkan öğrenme güçlüğüdür. Bu güçlük, merkez sinir sisteminde algısal düzeyde bir entegrasyon bozukluğun­dan (kelimeleri ayırt etme güçlüğü, kelimeleri cümlede uygun sırada dizme güçlü­ğü, vb.) kaynaklanabilir. Dişlektik çocuklarla ilgili en büyük sorun, disleksi tanısı­nın koyulabilmesidir. Disleksi de, diğer öğrenme bozuklukları gibi, “üstü kapalı” bozukluklardandır; yani disleksili çocukların durumu ilk bakışta anlaşılamayabilir. Bu nedenle, çocuk okula başlamadan önce fark edilmesi güç olabilir. Disleksi, ge­nellikle çocukluk döneminde, okumaya başlama aşamasında fark edilir.

Okul öncesi çağda görülen belirtiler

– Ailede herhangi bir disleksi hastasının olup olmaması
– Çocuğun konuşma zamanının gelmesinden çok uzun bir süre sonra konuşmaya başlaması
-Çocuğun cümle kurarken kelimeleri birbirine karıştırması, örneğin “oyuncak ayıcık” keli­mesi yerine “koyuncak balıcık” gibi kelimeler söylemesi
-Anlık düşünceler sonucunda anlık davranışlarda bulunması
-Kelimeleri birbiri ile karıştırması
-Nesnelere yanlış adlar vermesi, örneğin “lamba direğini” abajur olarak adlandırması
-Peltek konuşma
-Çok bilindik nesnelerin adını ve rengini hatırlayamama
-Yer ve yön belirten kelimelerin birbirine karıştırılması, örneğin “aşağı yönü” işaret etmek için “sağ yönünü” göstermesi
-Sağa sola yalpa yapma ve çarpma
-Yaratıcılığının had safaya çıkması, özellikle de renklere karşı duyarlılığın artması
-Hiçbir sebep olmaksızın ağlaması ya da nedensiz yere çok mutlu olması
-Yap-boz gibi el becerisi gerektiren oyunlarda kabiliyetli olması, lego gibi oyuncakları çok sevmesi, televizyon ve bilgisayar gibi elektronik makine ve aletlere gösterilen aşırı ilgi
-Kitap okumaktan hoşlanma, kendi başına kitap okumaktan nefret etme duygusu Ninni ve şarkıları öğrenmede güçlük çekme
-Son harfleri benzeşen ve kafiyeli sözcükleri söylemede güçlük çekme, örneğin “yap,” “sap,” “çap” gibi sözcükleri söylerken zorlanma
-Sıralama yapmada zorlanma

yaşın altındaki çocuklarda görülen belirtiler

-Okuma ve yazmada zorlanma ,
-15 ve 51 gibi rakamları birbirine karıştırma, b ile d harfini karıştırma Sağı soldan ayırt edememe
-Alfabeyi ve çarpım tablosunu öğrenme güçlüğü, yılın aylarını ve haftanın günlerini sıra­sıyla söyleyememe -Ayakkabı bağcıklarını bağlayamama Dikkat ve konsantrasyon eksikliği Davranış bozuklukları, gerginlik

yaş çocukları

-Sürekli olarak görülen okuma güçlüğü ve okuduğunu anlayamama sorunu
-Heceleme zorluğu, bir harfin kelimelerini yanlış sırada söyleme
-Yazılı çalışmalar sırasında gereğinden daha fazla zaman harcama
-Tahtadan ya da kitaptan deftere not aktarırken zorluk çekme
– Sözlü talimatları yerine getirmekte zorlanma
– Öz güven eksikliği ve gerginlik
– Okulda ve evde düzensiz olma

12 yaş ve 12 yaşından büyük çocuklar

– Yanlış okuma ve okuduğunu yanlış anlama
– Heceleme zorluğu
– Kompozisyon ve benzeri yazılı metinlerin yazımında güçlük çekme
– Sözlü talimatları karıştırma, telefon numaralarını karıştırma
– Yabancı dil öğrenmede güçlük
– Oz güven eksikliği
– Dilin algılanmasında zorluk çekme; örneğin duyduğunu anlayamama

Disleksinin sebepleri

Disleksi, “doğuştan gelen gelişimsel disleksi” ve “travmaya bağlı disleksi” olarak iki­ye ayrılır. Doğuştan gelen disleksi doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrası komplikasyonlara bağlı olarak üç gruba ayrılır. Doğum öncesi disleksi ne­denleri arasında yetersiz ve dengesiz beslenme, gebelik sırasında geçirilen enfeksi­yonlar ve bilinçsiz ilaç kullanımı yer almaktadır. Uzun ve zor bir doğum tecrübesi ve plesenta anomalileri doğum sırasında oluşan disleksiye örnektir.

Doğumdan sonra bebeğin nefes almasındaki gecikme ve geçirdiği ateşli hastalıklar da doğum sonrası oluşan disleksi sebeplerindendir. Disleksi kalıtsal etkenlere bağlı olarak ortaya çıka­bilir. Disleksi “okuma sorunu”, “yazmada meydana gelen sorunlar” ve “matematiksel işlemlerde meydana gelen sorunlar” şeklinde sınıflandırılır ve farklı adlar alır.

Disleksi’nin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu konu hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır. Neıv Scientist [Yeni Bilim Adamı) dergisine göre, doğum öncesi annenin yetersiz beslenmesi, geçirilen enfeksiyonlar, doğum esna­sında plasenta ve göbek kordonu anomalileri, doğum sonrası erken dönemde ateşli bir hastalığın geçirilmesi, başa alınan darbeler ve kalıtımsal özellikler dislek­sinin nedenleri olabilir.

Öğrenme bozukluğunun en çok kabul gören tanımı, 1988 yılında ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Birleşik Komitesi (NJCLD) tarafından yapılmıştır. Bu tanıma göre, “Öğrenme bozukluğu genel bir terimdir ve dinleme, konuşma, okuma, yaz­ma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur.” Bu bo­zuklukların bireyin yapısıyla ilgili olduğu ve merkezi sinir sistemindeki bir işleyiş bozukluğuna bağlı olduğu varsayılır. Ayrıca kendini idare etme, sosyal algılama ve sosyal etkileşim sorunları da görülebilir. Bu tanım, sorunun yaşla birlikte düzelmediğini ve öğrenme bozuklukları ile öğrenme sorunlarının farklı olduğunu vurgula­maktadır.

Öğrenme bozukluğunun ortaya çıkmasının tek bir nedeni yoktur. Do­ğum öncesi (yetersiz beslenme, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, ilaç kullanma), doğum sırasında (uzun ve zor bir doğum, plasenta ve göbek kordonu anomalileri), doğum sonrası (doğumdan sonra oksijen alana kadar geçen sürenin uzunluğu, er­ken yaşta ateşli hastalık, başa hızlı darbe) ve kalıtsal (ailede öğrenme bozukluğu olan başka kişilerin de olması) etkenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Öğrenme bo­zukluğunun ortaya çıkma nedeni ne olursa olsun, önemli olan ailelerin ve eğitim­cilerin sorunun varlığını kabul edip çözüme yönelmesidir. Bu çocukların aileleri doğal olarak diğer anne babalara göre farklı duygular yaşarlar. Kimisi sorunun ne­denini dışarıda görür ve çözümü, okul-öğretmen gibi dış etkenleri değiştirmekte arar. Kimisi suçluluk duyar, kızgınlık hisseder. Endişe veren bu durum, anne baba­ları depresyona sürükler. Tüm bunlar, aslında sorunun kabullenilmediğini göste­rir. Çocuk, anne ve baba açısından en olumlu yaklaşım, anne ve babanın sorunun varlığını kabul ederek, çocuğa yardım yolunu seçmesidir.

Disleksi için önerilen modern tıp tedavileri

Uzman bir öğretmen ve eğitime odaklanan bir psikolog ile iş birliği içinde çalışmak disleksili çocuklara fayda sağlar. Bazı eğitmenler disleksili çocuklara bilgisayar tah­sis etmektedir. Bazı öğretmenler, sınava giren disleksili çocuklara daha uzun süre soru çözme hakkı tanımaktadır.

Doğal sağlık tedavileri

Tavsiye edilen birçok tedavinin etkili olduğu belirtilmektedir.
– Disleksi vakaları için çoğunlukla homeopati tedavileri önerilmektedir, ancak bu tedavilerin çocuğunuzun ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenmesi gerek­mektedir. Üç hafta boyunca günde üç kez kurtpençesi (homeopati alanında “Lycopodium” adıyla bilinen) adlı bitkiyi kullanabilirsiniz.

– Besin terapistlerince önerilen menülerin ve beslenme tarzının disleksili ço­cuklar için oldukça faydalı olduğu belirtilmektedir. 1998 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, disleksili çocukların büyük bir çoğunluğunda çinko eksikliği tespit edilmiştir. Bu sonuçtan hareket edecek olursak, bazı ço­cuklarda çinko takviyesi yapmak gerekebilir. Çocuğunuzun doğumu uzun sürdüyse, doğum güçlükle gerçekleştiyse, kranyal osteopati alanına başvura­bilirsiniz. Bazı bilim adamları ve doktorlar, disleksinin iç kulakta oluşan bir denge bozukluğu sonucunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Disleksili çocuk­ların çoğunun harekete karşı duyarlı olduğu ve başlarını hareket ettirdiklerin­de kendilerini kötü hissetmeye başladıkları tespit edilmiştir. Bu da disleksinin – iç kulaktan dolayı kaynaklanan denge bozukluğu ile ilişkili olabileceğine işa­ret etmektedir, Kayropraktik (chiropractic) terapiler ve kranyal osteopati ala­nında sürdürülen tedavilerin, iç kulaktaki küçük kemiklere etki ederek denge bozukluklarını iyileştirdiği söylenmektedir. Kayropraktik, Yunanca kökenli bir sözcüktür. Anlamı “el ile uygulama yapmak”tır. Sinir sisteminde oluşan baskı, basınç ve sıkışmayı gidererek, omurga işleyişiyle ilgili ağrıları dindir­meyi amaçlar. Bu yönteme göre, tüm vücudun kontrolü, merkezi sinir siste­mi tarafından gerçekleştirilir. Hareketlerimiz ve iç organlarımızın çalışmasını sağlayan merkezi sinir sistemindeki aksamalar, ağrılara ve rahatsızlıklara ne­den olur. Bu rahatsızlıklar daha çok bel, baş, boyun ve sırt ağrısı olarak ken­disini gösterir. Kayropraktik, omurga kaynaklı ağrıların giderilmesine yar­dımcı olan bir yöntemdir. Ağrılı bölge neresi olursa olsun, omurga üzerinde belirli masaj teknikleri uygulayarak çözüm arar. Kayropraktik uzmanlarının iddiasına göre, vücudumuzun kendi kendini doğal olarak iyileştirme yetene­ği vardır. Kayropraktik uzmanlar vücuda destek verir. Kayropraktik bel, bo­yun, baş ağrısı ve diğer kas-iskelet sistemi hastalıklarının tıbbi tedavilerine destek vermek amacıyla uygulanır.

– Ginko biloba kullanımı, disleksi tedavisinde uygulanan başka bir bitkisel teda­vi yöntemidir. Ginko biloba beyne giden kan akışını artırarak kan dolaşımını düzenlemektedir.
– Çocuğunuzun beynini güçlendirecek besinleri tüketmesini sağlayın.
– Uygun çiçek esanslarını kullanarak çocuğunuzun disleksiden kaynaklanan öz güven eksikliğini giderebilirsiniz.

Faydalı terapiler
Kranyal osteopati, homeopati, akupunktur, geleneksel Çin tedavileri, refleksoloji, ve besin terapilerinin disleksi hastalığı için uygulanabileceği düşünülmektedir. Sa­nat ve müzik gibi çocukların yaratıcılığını ön plana çıkaran terapiler de tavsiye edilmektedir. Çocuğunuzun rahatsızlığını doğal yollarla tedavi etmeyi planlıyorsa­nız, bir uzmana danışarak hangi hedeflere ulaşabileceğinizi ve nasıl gerçekçi plan­lar yapabileceğinizi öğrenin.

Evde yapabilecekleriniz

-Jt Disleksi hastası çocuklar aptal değildir. Başkalarına çok kolay gelen bazı işleri
yapmakta zorlanan çocuklar, çok kötü bir şekilde damgalanabilir. Bazı çocuk­ların disleksi teşhisi ancak okul yıllarının sonuna doğru koyulur, bu zamana kadar disleksi hastası çocukların akademik olarak başarısız ve vasat olduğu düşünülebilir. Çocuğunuz disleksi hastası ise, kendisine öz güven aşılamanız gerekir.

Çocuğunuzu her başarısından dolayı takdir etmeyi unutmayın.
Evinizi çocuğunuz için huzurlu ve güvenli bir hale getirin. Okulda zorlanan çocuklar, aynı zorluğu ev ortamında da yaşamak istemez. Sabırlı olun. Ev or­tamında, çocuğunuza yapamayacağı görevleri yüklemeyin. Bir çocuğa taşıya­mayacağı sorumluluğu yüklemek çok büyük bir hata olur. Sevgi ve şefkat dolu davranışlar çocukları rahatlatır. Çocuğunuz çok küçük bir şeyi basarsa bile, evde zafer havaları estirin. Çocuğunuzun eğitimi ile ilgili duyduğunuz endişe­leri kendisine hissettirmeyin. Sevgi ve şefkat gören çocuklar, daha iyiyi başar­mak için çabalayacaktır. Okulda yazı yazıp kitap okuyan disleksi hastası bir çocuktan evde de aynı şeyleri yapmasını isterseniz, bu çocuğu derslerinden soğutmuş olursunuz.

– Çocuğunuzun çeşitli hobilerle uğraşmasını sağlayın. Pul koleksiyonu çok eğ­lencelidir. Çocuğunuzun zekâ geriliği gibi bir sorununun olmadığını aklınızda bulundurun. Çocuğunuz tatilden, kitap okumaktan, tiyatroya gitmekten ve te­levizyon izlemekten zevk alabilir. Çocuğunuza bir şeyler öğretirken, eğlenceli yollar deneyin. Gazeteleri yüksek sesle okuyun. Hikâye kitaplarınızı, hikâye kasetlerinizi ve oyuncaklarınızı eğlenceli bir şekilde hobi haline getirin. Çocu­ğunuza hikâyeler anlatırken, görselliği ön plana çıkarın. Çocuğunuz tarih der­sini çalışıyorsa, olayları gözünün önünde canlandırmasını sağlayın. Matema­tik dersini müzik ile öğreten CD’leri tercih edin. Çocuğunuz şarkı sözlerini da­ha kolay hatırlar. Kâğıttaki sayıları ezberlemekte güçlük çeken bir çocuk, aynı sayıları müzik eşliğinde daha kolay ezberleyebilir.

– Bazı çalışmalar, disleksi hastası çocukların renkli cam kullanarak daha rahat ders çalıştığını tespit etmiştir. Ders kitabının üzerine renkli cam koyan bir ço­cuğun, anlatılanları daha kolay anladığı tespit edilmiştir. Disleksi hastası olan bazı çocuklar ışığa karşı duyarlıdır, bu nedenle kitaplara hakim olan siyah be­yaz tonlar çocuğunuzu rahatsız edebilir. Yapılan bir araştırmaya katılan dis­leksi hastası bir çocuk, kitaptaki sayfaların renklendirilmesinden sonra, “keli­melerin artık kitaptan fırlar gibi olmadığını” hissettiğini söylemiştir. Disleksi hastası çocukların ne tür sorunlarla boğuştuğunu anlamak ancak bu tür çalış­malarla ortaya çıkmaktadır.
– Çocuğunuzun hayatım kolaylaştırmaya çalışın. Çocuğunuz sağ ve sol yönleri karıştırıyorsa, sağ eline kırmızı-sol eline mavi bir bileklik takın. Çocuğunuza kısa şarkılar öğretin. Bu şarkıların sözleri, çocuğunuzun hatırlamasını istedi­ğiniz uyarılardan oluşabilir. Çocuğunuzu tiyatro ve sinemaya götürün, renkli hikâye kitapları alın.

-Çocuğunuza hikâyeler okuyun. Sınavlarına çalışan, bir sürü ödev yapan genç­ler bile hikâye dinlemeye bayılır. Çocuğunuz ders çalışırken, kısa aralıklarla mola vermesini sağlayın. Çocuğunuzun anlattığınız hikâyeleri canlandırması biraz güç olabilir. Bu nedenle çocuğunuz mola verdiğinde hikâye anlatmayı deneyebilirsiniz. Çocuğunuza sık sık kitap okuyun.

– Disleksi tedavi edilecek bir hastalık değildir. Hastalığın erkenden fark edilme­si ve bu konuda alınan önlemler disleksi hastası çocukların hayatlarını daha rahat sürdürmesini sağlar. Disleksili çocuklar karakter özelliklerine de bağlı olarak okul ve ev ortamlarına ayak uydurmaya çalışırlar. Adaptasyon düzeyle­ri farklılık gösterebilir. Disleksili çocukların mümkün olduğunca stresten uzak yaşamaya çalışması gerekmektedir. Stres durumu daha da zorlaştırabilir. Ço­cuğunuza gevşeme ve stresten uzak kalma yollarını öğretebilirsiniz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular