tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Kalp Enfarktüsünde Ruhu Dinlendirmenin Önemi

Ruhî, dimağı sükûnet
Bedenî istirahat kadar ruhî sükûna da ih­tiyacınız vardır. Heyecanlandığınız, kızdığınız, hiddetlendiğiniz zamanlar vücudunuzdaki bez­ler daha fazla ifraz yapar, adaleler gerilir, kan daha süratle akmaya başlar ve bütün bunlar kimin başında patlar bilir misiniz? kalbinizin. Ha yataktan kalkıp yürümüş, koşmuşsunuz, ha heyecanlanmış, kızmışsınız arada hiç fark yok. Korku en kuvvetli damar büzücüdür. Korkunca damarlar daralır, kan basıncı artar, kalb yük al­tında kalır. Komik mecmualar, eğlenceli kitap­lar okuyabilirsiniz. Radyo açıp dinlendirici, eğ­lendirici bir müzik dinlemenizde bir mâni yok­tur. Odanıza ziyaretçi girmemelidir. Konuşmak da kalbi yorar. İçeri girenler sizi heyecanlandırabilir. En iyisi yarımıza her vakit görmeye alıştığınız, sizi heyecanlandırmayan birinin gir­mesidir.
Yürümek, koşmak, heyecanlanmakla olduğu gibi sindirim ameliyesi de kalbe ayrı bir yük yükler. Birçok kalb krizlerinin bol bir yemeği takip ettiği hepinizce malûmdur. Üç bol yemek yerine dört beş hafif yemek yimek kalbi daha az yorar. Bu sebepten dolayı yemekleriniz her seferinde az, hafif, fakat sık olmalıdır. Önceleri sulu gıda, et suyu, meyva suları, hoşaf suyu, mahaüebi veya süt yenir. Bu gıdalar size kuvvet, kudret vermekle beraber kolayca sindiri­lirler ve sindirim sistemi üzerine birden fazla yük yüklemezler.
Enfarktüs nöbeti ağır ise doktorunuz yataktan çıkıp yüz numaraya gitmenize müsaade etmez; yatağın içinde oturak kullanmanız zarureti var­dır. Bazı hastalar yatağın içinde oturağa aptest etmekten bir türlü hoşlanmazlar ve daha fazla sıkıntı duyarlar. Bu halde yatağın yanına bir oturaklı iskemle konur ve iki kişinin yardımı ile fazla ceht sarfetmeden yataktan inip iskemleye oturabilirsiniz. Çok hasta değilseniz yatakta kendiniz dişlerinizi fırçalayıp elinizi yüzünüzü. silebilirsiniz. Bir hemşire vücudunuzu kolon­yalı ılık su ile silebilir.
Oksijen vermek
Bildiğiniz gibi enfarktüsün esası oksijen­sizliktir. Bazı vakalarda kısa bir müddet için, bazılarında ise birçok günler oksijen vermek icap eder. Oksijenin kalb damarmdaki pıhtı üzerine doğrudan doğruya bir tesiri yoktur. Fakat ilâve oksijen vermekle kalbe giden azal­mış oksijen miktarı çoğalır. Oksijen fazla olun­ca kalbin de enerjisi artar. Bütün vücutta dola­şan kan içindeki oksijen miktarı da artar ve hücreler hayat kurtaran bu gazdan yeter dere­cede istifade edebilirler. Oksijen yalnız başına hiçbir ilâç olmadan da enfarktüs ağrısını geçirebilir. Derinin ma­vimtırak rengi kaybolup yerine pembe bir renk kaim olur, zorlu solunum geçer ve hasta ilâçsız olarak uyuyabilir.
Oksijen, teneffüs edilen havanın beşte bi­rini teşkil eder. Sağlıkta bu miktar mücut için kâfidir. Hastalıkta ise ilâve oksijene ihtiyaç hasıl olur. Bazan %90 kesafetinde oksijen kok­latılır. Oksijen, ya maske ile, ya kateterle bu­rundan veya, çadır içinde verilir. Amerikada lıazı hastanelerde her tarafı sıkıca kapalı oksi­jen odaları vardır, fakat bu çok pahalıya mal. olur.
Oksijenin ikinci bir kullanılış yeri de akci­ğer konjesyonudur. Enfarktüslü bir hasta sırt üstü yattığından dolayı kan akciğerlerinde top­lanır ve kanın mayi kısmı damarlardan dışarı sızarak akciğerleri doldurur, bunun neticesi olarak da akciğerdeki havaya az yer kalır. Ak­ciğer lerdeki konjesyonla mücadele için oksi­jen, özel bir maske ile kesif bir halde verilir. Nefes normal alınır, fakat nefesi dışarı verirken daha yüksek bir tazyikle verilir ki bu hal jkan mayilerinin damarlardan dışarı, akciğer içi­me sızmasına mâni olur.
Ağrıyı geçirmekŞayet enfarktüs geçirmekte iseniz çağırdığmız hekimin ilk yapacağı şey, ağrınızı tahfif etmek ve sizi sükûnete kavuşturmaktır. Bu maksatla derhal deri altından morfin ve atro­pin şırınga edilir. Morfin hem ağrıyı tahfif eder, hem de sizi sakinleştirir. Ekseri hastalar bir kalb krizi esnasında huzursuzdurlar ve de­vamlı asabî hareketleri kalblerini daimî suret­te yorar. Morfinle uyutulunca adaleler gevşer, ruh ve beden sükûnet bulur ve kalbin de yükü azalır.
Trinitrin enfarktüs krizinde tesirsizdir, hat­tâ zararlı olabilir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular