tedavisi, belirtileri, Hakkında Bilgi, Nedir

Kalp ağrısı

Kalp ağrısı (Angina pedoris). Koroner arter hastalığının en önemli belirtisidir. Koroner arterlerdeki daraltıcı hastalık sonucu kalp kasındaki beslenme bozukluğunu gösterir. Kalp kasındaki beslenme bozukluğu sonucu ortaya çıkan bazı maddeler sinir­leri uyararak ağrının hissedilmesine sebep olurlar.
Kalp ağrısı genellikle tipik olarak % 80-90 vakada göğsün ortasında göğüs kemiğinin üzerinde veya solda kalp bölgesin­dedir. Ayrıca:
– her iki omuzda,
– her iki kolda (daha çok sol omuz ve sol kolda),
– sırtta her iki kürekkemiği arasındaki kısımda veya sol kürekkemiği altında,
– boyunda,
– çenede ve dişlerde,
– mide bölgesinde,
– sağ göğüs ve kolda olabilir.
Ağrı baskı tarzında sıkıştırıcı özelliktedir. Hasta göğsünde veya omuzlarında çok ağır bir yük hisseder. Beraberindeki kor­ku hissi, endişe ve huzursuzluk vardır. Kunt ve sıkıştırma tarzın­da bir ağrıdır. Bıçak saplanır tarzda veya iğnelenme tarzında, anî, keskin, gelip geçici bir ağrı değildir.
Eforla ve yorulmayla ortaya çıkar. Efor sırasında ortaya çı­kan ağrı istirahatle geçer. Efora devam etmekle geçmez, aksine şiddeti artar. Efora devam edilemez. Eforun derecesi damarda­ki darlık derecesiyle orantılıdır. Bazı hastalar 2-3 kat merdiven çıkmakla ağrı hisseder. Diğer bazı hastalardaysa çok kısa yürü­mekle en ufak eforla bile ağrı meydana gelebilir. Hastalığın iler­lediği durumlarda, istirahatte sırasında da ağrı görülür. Egzer­siz sırasında olabildiği gibi heyecanlanma, sinirlenmeyle kan basıncının yükselmesi ve yemek sonrası ortaya çıkabilir. Anî so­ğuk havayla temasta, rüzgâra karşı yüründüğünde meydana gelebilir.
Koroner yetersizliğinden kaynaklanan ağrı damar genişle­tici Tirinitrine ve İsordil gibi ilaçlarla kısa sürede geçer. Ağrı genellikle 3-5 dakikadır. Ancak 15-20 dakikada sürebilir. 30 da­kikayı aşan ağrılarda enfarktüs olabilir. Efor veya egzersiz so­nucunda çıkmaz. Yani bir kimse gün boyu yaptığı fizik egzer­sizden sonra evde dinlenirken prtaya çıkan ağrı, kalp ağrısı de­ğildir. Bu tip ağrılar, kas ağrılarıdır. Genellikle hanımlarda gün boyu yapılan temizliklerden sonra görülen, göğüs yerinde ve sırtta duyulan, günlerce süren ağrılar da «angina pectoris» de­ğildir.


Kalp ağrısı (angina pectoris) nefes alıp vermekle geçmez veya artmaz. Derin nefes almakla artan veya derin nefes alma­yı engelleyen bir ağrı değildir. Ağrı, sağ ve sola yatmakla göğ­sün ve sol veya sağa, öne ve arkaya yapılan hareketlerinde or­taya çıkmaz. Bu hareketlerde artmaz.
Göğsün ortasında ve sol tarafta sırtta duyalan ağrıların hepsi «angina pectoris» değildir. Bu ağrıların bir kısmında gö­ğüs boşluğundaki ve göğüs duvarındaki organlar sorumlu ola­bilir (mesela: kalp ve akciğer zarı, iltihaplanarı kaburgalar, sırt kemiklerindeki kireçlenmeler). Bu ağrılar genellikle batıcı ve kes­kindir. Devamlıdırlar, nefes alıp vermekle artarlar. Mide ağrıla­rı, yemekborusu spazmları da kalp ağrısıyla karışabilir. Bu ağ­rıların süresi daha uzundur. Yemek yemek veya süt içmekle, mi­de asidini gideren ilaçlarla geçerler.
Boyun ve sırt eklemleriyle ilişkili ağrılar da saatlerce sürer, ancak ağrı giderici ilaçlarla geçerler. Hareketlerle artarlar.
Koroner arter hastalıklarının diğer belirtileri. Koroner arter hastalığı genellikle eforla gelen tipik ağrılarla başlar. Bazen anî olarak enfarktüs meydana gelir. Çoğunlukla enfarktüsten ön­ce birtakım belirtiler olabilir. Ancak hasta bunları önemsemez ve enfarktüs durumda hastaneye müracaat eder. İlk belirti çarpıntı olabilir.
Hasta, eforla veya istirahatle gelen çarpıntı hissedebilir ve doktora müracaat edebilir. Bunların dışında eforla nefes darlığı, nadiren yorgunluk hissi de başlangıç belirtileri olabilir.
Hastalığın ilerlediği devrelerde kalp yetmezliğini gösteren belirtiler vardır. Nefes darlığı belirginleşir. Hem eforda hem de istirahatte olabilir. Vücutta, karında ve bacaklarda şişmeler meydana gelebilir.
Koroner arter hastalığı uzman hekimlerce hastanın şikâye­tinin dinlenmesi, muayene ve uygulanan testler sonucunda teş­his edilebilir. Hastalığın tedavisi ise yine uzman hekimlerce ve­rilecek ilaçlarla veya cerrahî olarak yapılır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Güncel Konular